9 Temmuz 2014 Çarşamba

26-28 Haziran Rusya'ya giriş, Vladivostok

26 Haziran sabahı Osaka'dan Tokyo aktarmalı olarak Vladivostok'a vardık.

Rusya o kadar büyük ki 11 saat dilimini içeriyor. Tokyo'dan batıya doğru giderken saatleri geri almak lazım ama Rusya nasıl bir ayarlama yapmış ise değil geri almak ileri aldık hem de 2 saat, garip oldu biraz, hava 23'de ancak kararıyor :p

Vladivostok'da kalacağımız hosteli limana yakın bir yerde seçtik, ayrıca bu hostel "Uzak Doğu Rusya" kısmında kalınacak en iyi 5 yer arasında yer alıyordu, e fiyat uygun, değerlendirmeler iyi, tamamdır dedik. Akşam 10'u buldu hostele varmamız. Kapıda yazı, tabela mabela açıklayıcı hiçbirşey yok, 15 katlı bir binanın 3. katı bir apartman dairesi. Burası Vladivostok'da açılan ilk hostelmiş, akıllı biri apartmanını hostele dönüştürmüş yani. Biz yaşlarda bir kız sorumluydu, anlaşılan o ki "nasıl olsa ünlüyüz, millet kalmak istiyor, koy verelim gitsin, kalsın enayiler pislik içinde" demişler. 30 yıllık ranza ve çarşaflar, 10 kişiye bir klozet, ellerinizi yıkamak isterseniz duş alan adamın çıkmasını beklemeniz lazım falan. Yani pislik önemli değil de koyvermişlik, adamı salak yerine koymaları batıyor, para kazanıyorsun yahu, bir yastık al, topak topak olmuş 30 yıllık yastıklar da ne ! Kayda geçsin adı 'See you Hostel'.


Ertesi gün arabamızı gümrükten alımla ilgili olarak işlemleri yaptırmaya gittik, Yuri meşgul olduğundan bizimle asistanı Svetlana ilgilendi, tanıştığımız ilk Rus bayan ( gerçi sonradan Ukrayna'lı olduğunu öğrendik), hakkını vermem lazım hoş hatundu ! Rusya için zorunlu sigortayı yaptırdık, sonrasında 1-2 imza falan, bizlik bir iş olmadığı söyleyip bizi şehir merkezine bıraktı.

Hemen bir kafeye attık kendimizi, Avustralya ve Japonya o kadar yoğun geçti ki Rusya ve Vladivostok'la ilgili birşey okumaya fırsat olmamıştı. Sonrasında Ilya ile buluştuk, kendisi ile ilk akşam hostele giden otobüsü bulma arayışımız içinde tanışmıştık. Oradan mı buradan mı diye bakınırken kendi yaklaştı bize, "yardımcı olabilir miyim ?" diye. İlk başta biraz çekingen davrandık her zamanki korumacı tavrımız ile, bir de niyetini anlamak lazım, taksi mi diyor, otel ayarlamaya mı çalışıyor falan. Yok sonradan anladık yabancı arkadaş edinmek ve belki de biraz yabancı dilini geliştirmek istiyor. O gün ve sonraki gün de buluşunca kaynaştık, pek sevdik Ilya'yı. Sayfamızdan bizi takip ediyor, google translate'i de çok sevdiğini düşünürsek bu yazdıklarımı çevirebilir. "Ilya biz seni çok sevdik, Kazakistan'da görüşebilmek umuduyla..."

İlk gün bizi biraz şehir içinde gezdirdi, sonrasında Russkiy Adası'na götürüyordu ki, Svetlana'dan haber aldık, "hemen gelin arabayı çıkarıyoruz" diye. Biraz yol yapmıştık kötü oldu dönüşümüz ama Vladivostok'taki genel hakim sisli havayı düşünürsek pek birşey görebilme şansımız da yoktu. 

Arabayı gittiğimizin ertesi günü cuma alabilmek büyük şans oldu, zira en iyi ihtimal cumartesi ya da inceleme yapılması kararı alınırsa salı günü alabilirsiniz demişlerdi. Neyse kavuştuk Tosbağa'ya :)


Artık biraz dinlenme moduna geçme zamanı gelmişti ! Nasıl olsa arabaya kavuştuk dedik, biraz daha şehir dışında bir otele yerleştik, nedendir bilinmez Rusya'da otel fiyatları acayip pahalı. Diğer şehirlerden de edindiğimiz intiba, otel ile hostel arasında birşey olmayışı, yani ucuz yollu otel çok zor. Hosteller çok keyifli, birçok insanla tanışma fırsatı var ancak diğer ülkelerden farklı olarak Rusya'dakiler hep dorm yani yatakhane formatında (hatta kız erkek farklı oda olabiliyor) ve birçoğunda ortak takılma mekanı yok. Sadece uyumaya yönelik olan bu hosteller bizim pek işimize gelmedi çünkü tüm gün yol yorgunluğu üzerine isteğimiz biraz kendimize, sessiz sakin kalabilmek...

Cumartesi günü biraz dinlenme sonrası şehre Ilya ile buluşmaya gittik, ana karanın en uç kısmına, deniz fenerinin olduğu bölgeye gittik. Burada denize giren, mangal yakan, setski'ye binen, şişme botuyla balık tutan Rusların haftasonu aktivitesine tanıklık etmiş olduk.


Ilya'nın dönmesi gerekti, şehre inip Ilya ile Kazakistan'da buluşmak dileğiyle ayrıldık ama Umut'a da bana da yetmemişti deniz keyfi, bu sefer atladık kendi arabamıza manzarayı izlemeye yine aynı bölgeye döndük. 

Tosbağa'nın gelişini kutlarken Vladivostok'a da bu manzara eşliğinde veda ettik...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder